Mersin izlenimi: „Eski Türkiye'ye dönmek istiyor musunuz?“

Mersin Şehir Hastanesi, AKP’nin 16 yıllık iddia ve ideallerini anlatmak adına somut bir örnek. 24 Haziran öncesinde seçim tartışmaları da, 16 Nisan referandumunda olduğu gibi yine hastane üzerinden gerçekleşiyor.

Hastane, şehrin kuzeyinde, şehre tepeden bakan bir noktada, iktidarının bir temsili gibi yükseliyor. Foto: Abidin Yağmur

Mersin’de sıcak bir gün. Hava sıcaklığı 35 derece. 7 helikopterin eskortluk yaptığı Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinge 108 dakika gecikmeli geliyor. Beklemekten ve sıcaktan bunalan çok sayıda kişi miting alanını terk ediyor. Miting alanını dolduranlara ekrandan Mersin Şehir Hastanesi’nin görüntülerinin yanında Türkiye’deki hastanelerin 20 yıl önceki görüntüleri izletiliyor. Erdoğan kitleye soruyor: “Nasıl, memnun musunuz?“ Alanı dolduranlar “Evet“ diye bağırınca Erdoğan devam ediyor, “Muhalefet kazanırsa bu hastaneleri kapatacakmış. İzin verecek misiniz?“

Şubat 2017’de açılan Mersin Şehir Hastanesi, AKP’nin 16 yıllık iktidarının iddia ve ideallerini anlatmak adına somut bir örnek. Hastane, şehrin kuzeyinde, şehre tepeden bakan bir noktada, AKP iktidarının bir temsili gibi yükseliyor. 370 bin metrekare alan üzerinde kurulan hastaneye girenler görkemli, lüks, pırıl pırıl bir bina ile karşılaşıyor. Otel konforunda düzenlenmiş bu bina o kadar lüks ki, sırf merak ettiği için hastaneye gidenler bile var.

Hastaneyi günde 10 bin insan ziyaret ediyor. Bu, 1 yıl içinde 3,5 milyon insan demek. Mersin’in nüfusu ise 1 milyon 700 bin. Akdeniz’in önemli liman kentlerinden biri olan Mersin’de 16 yılda yapılan 5 milletvekili seçimlerinde AKP sadece 2 kez, o da kıl payı bir farkla birinci parti oldu. Diğer 3 seçimin 2’sinde CHP, birinde ise MHP sandıklardan birinci parti olarak çıktı. Erdoğan, 2014’te Cumhurbaşkanı seçildiğinde şehirde Erdoğan’a oy vermeyenlerin oranı yüzde 67’ydi. Benzer şekilde 16 Nisan 2017 referandumunda da Mersinli seçmenin yüzde 64’ü Erdoğan’a “Hayır“ dedi.

Bu referandumunun startını Şehir Hastanesi’nin açılışında vermiş olan Erdoğan, Mersinli seçmene daha çok ekonomik vaatlerle seslenmişti. Erdoğan, 24 Haziran için bir kez daha geldiği Mersin’de yine yatırımlardan ve Mersin Şehir Hastanesi’nden bahsetti.

Tabip Odası'nın paneline „güvenlik“ yasağı

AKP’li siyasetçiler hastanenin tüm eleştirilerden ve denetimden muaf tutulmasını istiyor. Örneğin, Mersin Tabip Odası geçtiğimiz Ocak ayında, Şehir Hastanesi konulu bir panel yapmak istedi. Ancak Mersin Valiliği, hükümetin sağlık politikalarına muhalefet eden odanın bu paneline “güvenlik“ gerekçesiyle izin vermedi.

Mersin Tabip Odası’nın eleştirilerinin başında, devletin, yani Sağlık Bakanlığı’nın hastane binasında kiracı olması geliyor. Odanın hesaplamalarına göre Sağlık Bakanlığı, kira için her ay 10 milyon; yemek, temizlik, güvenlik ve sağlık hizmetleri için de ayda 30 milyon TL ödüyor. Buna karşın hastanenin geliri 30 milyon TL, yani hastane her ay 10 milyon tl kaybediyor.

Kiranın fazla olmasının nedeni, binanın çok büyük olması. Öyle ki hastalar hastane içinde bir birimden bir birime golf arabasıyla taşınıyor. Kaybolma olayları azalsın diye işleri sadece yer tarif etmek olan hostesler var. Dünya Sağlık Örgütü; bilimsel olarak etkin olabilmesi için bir hastanenin 200-600 arası yatak kapasiteli olması gerektiğini belirtiyor. Mersin’deki hastanede 1300 yatak var.

„Vicdanı olan eleştirmez“

Mersin’in tarihi mahallelerinden biri olan Camişerif Mahallesi’nde, sessiz bir sokakta dükkân işleten esnafın da gündeminde birkaç gündür Şehir Hastanesi var. El ilanları ve düğün davetiyesi işleriyle uğraşan, 5 kişinin çalıştığı küçük bir işletmesi olan 36 yaşındaki Aziz Akbayrak, piyasalar durgun olduğu için bu sıralar pek iş yapamadıklarını anlatıyor. Kullandıkları kağıtların neredeyse tamamı ithal. O nedenle dövizdeki artış en çok onları etkilemiş. Yine de hükümete güveniyor.

Ekonomide yaşananları “kriz“ olarak görmüyor. Akbayrak, oldukça sakin geçen bir günün sonunda, kendisiyle aynı işi yapan komşusu ile hastane konusunu tartışıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a değil, başka bir adaya oy verecek olan komşusu, devasa hastane ve köprü projeleri yerine eğitime yatırım yapılmasından yana.

Aziz Akbayrak ise, hükümetin bu işlerinden memnun. Konu AKP’nin icraatları olduğunda gülümseyerek konuşuyor. AKP eleştirildiğinde de sinirlenmiyor, “Biz inanıyoruz Erdoğan’a“ deyip konuyu kapatıveriyor. Mersin Şehir Hastanesi ile ilgili olarak şöyle diyor Akbayrak; “Hastaneyi görünce yapanlardan Allah razı olsun dedim. İnsana değer verdiklerini gördüm. Ben çocukken hastaneye gitmek istemezdim. O pis kokudan kusardım. Şimdi hastane tertemiz. Vicdanı olan eleştirmez.“ Akbayrak, Erdoğan’a oy vermesinin esas sebebinin ise onun dindar kimliği olduğunu vurguluyor; “Her seçimde Erdoğan’a oy verdim. Dindar olduğu için verdim. Yine de kayıtsız şartsız desteklemeyiz. Bizim putumuz yok.“

„Tartışmalar, AKP aleyhine sonuçlanabilir“

AKP hükümeti Mersin Şehir Hastanesi’nin eleştirilmesinden rahatsızlık duysa da, toplumda birçok kişi bu eleştiri hakkını kullanmaktan geri durmuyor. Bunlardan biri iş kadını Fulya Kurt. Geçmişte CHP’ye oy veren Kurt, son dönemlerde MHP'den ayrılan İYİ Parti'nin kurucusu ve seçimlerin tek kadın Cumhurbaşkanı adayı olan Meral Akşener’i destekliyor. İYİ Parti’nin laik, milliyetçi ve Atatürkçü kesimin merkez partisi olacağını söyleyen Kurt, “Çünkü Atatürk’ün ışığında yürüyen, hukukun üstünlüğünü koruyan, parlamenter sisteme dönmeyi hedefleyen bir parti, her kesimden oy alacaktır.“ ifadelerini kullanıyor.

Kurt'a göre bu hastane hakkında dönen tartışmalar, AKP aleyhine sonuçlanabilir. Seçmen günün birinde “Paramı, sağlığımı ve geleceğimi kullanma.“ diye tepki gösterebilir. Çünkü Kurt’a göre Şehir Hastanesi’nin amacı sağlık ve insan üzerinden rant sağlamak; “Burası bir sağlık kuruluşu gibi değil, bir alışveriş merkezi gibi çalışıyor ve insanlar bu durumdan rahatsız.“

Mersin İl Sağlık Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere göre 1 yılda 3,5 milyon hasta kabul eden hastanede aynı sürede 7 milyon tıbbi tahlil yapılmış. Tıbbi tahliller hastanenin en büyük gelir kaynaklarından biri. Yani sıradan bir vatandaş hastaneye muayene olmak için gittiğinde hem muayene parası, hem tıbbi tahlil parası, hem ilaç katılım payı ödüyor. Bu işlemler ne kadar çok olursa, hastane ortağı olan özel sektör, o kadar çok kazanıyor. Fox Tv’nin tanınmış haber spikeri Fatih Portakal, geçtiğimiz haftalarda Mersin Şehir Hastanesi’ni eleştiren vatandaşların görüşlerini ekrana taşıyınca, Mersin yöresinden aday olan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Sağlık Bakanlığı öncülüğünde hükümete ve belediyeye yakın medya organları, haberi yalanlamak için seferber oldu. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, bu haberlerin seçimler öncesinde “birileri tarafından kasıtlı olarak yaptırıldığını“ iddia etti. Haber nedeniyle gazeteci Fatih Portakal hakkında soruşturma başlatıldı.

„Doğru dürüst bir muhalefet olsa…“

İşte bu tartışmanın hâlâ sıcaklığını koruduğu günlerde, 7 Haziran günü Mersin’e gelen Erdoğan, mitinginde konuşmasını hastane üzerinden sürdürdü. Aslında, hiçbir muhalefet partisinin “Şehir Hastanesi’ni kapatacağız“ gibi bir söylemi olmamıştı. Yine de Erdoğan, “Biz yaptık, onlar kapatmak istiyor“ diyerek muhalefeti hedef aldı ve alanı dolduranlara sordu: “Eski Türkiye’ye dönmek istiyor musunuz?“

Mitingi takip eden, genç, kirli sakallı bir AKP’li, yaklaşık 250 metre mesafeden Erdoğan’ın konuştuğu kürsüye doğru bakarken “Vallahi, doğru dürüst bir muhalefet olsa, onlara oy vermeyi düşünürdüm!“ dedi. Erdoğan, “Şehir Hastanesi’nden memnun musunuz?“ diye sorduğundaysa destekçisi genç, coşkuyla alkışlayıp, “Evet!“ diye bağırıyordu.

Einmal zahlen
.

Fehler auf taz.de entdeckt?

Wir freuen uns über eine Mail an fehlerhinweis@taz.de!

Inhaltliches Feedback?

Gerne als Leser*innenkommentar unter dem Text auf taz.de oder über das Kontaktformular.

Das finden Sie gut? Bereits 5 Euro monatlich helfen, taz.de auch weiterhin frei zugänglich zu halten. Für alle.

Bitte registrieren Sie sich und halten Sie sich an unsere Netiquette.

Haben Sie Probleme beim Kommentieren oder Registrieren?

Dann mailen Sie uns bitte an kommune@taz.de.